Psikoloji: Davranış Çeşitleri Nelerdir?
Psikoloji'de davranış çeşitlerini dörde ayırabiliriz, bunlar;
- A- Savunma Mekanizmaları
- B- Nevrotik Davranışlar
- C- Psikozlar
- D- Psikosomatik Rahatsızlar
A- Savunma Mekanizmaları
İnsanlar doğdukları andan itibaren iki temel denge üzerine hayatları şekillenmeye başlamıştır. Bunlardan birincisi yaşamsal fonksiyonlarımızı yerine getirmek için kullanılan denge yani Homeostatistir. Bu denge insanın acıkınca yemek yemesi, uykusu gelince uyuması, susadığı zaman su içmesi gibi amaçları tetikleyen dengedir ve insanlar bu dengeye yaşamsal olarak bağlıdır. Bir diğeri ise insanların toplumlarda daha doğrusu yaşadığı çevrede uyumlu bir şekilde hayat sürdürmesi için gerekli olan dengedir ki bu denge olmadığı taktirde insan çevresinden dışlanabilir ya da yabancılaştırılabilir. Bu dışlanma sonucu kişinin biyolojik ya da psiko-sosyal hayatı bozulabilir. İşte tamda bu nedenle insanlar belirli denge bozukluklarına karşı birer mekanizma geliştirirler bu mekanizmalara da savunma mekanizmaları adı verilir. Savunma mekanizmalarını kendi içerisinde onbeş alt başlıkta incelenir.
1- Saldırganlık
Savunma mekanizmaları arasında en sık görülen durum hiç şüphesiz saldırganlıktır. Belli başlı yaşamsal faliyetlerde dışlanan, kırılan ya da engellenen birey belli bir süre zarfında öfke ve sinirlerini bastırmaya çalışmaktadır. Belli bir süreden sonra birey öfke enerjisi eylem, söylem veya beden diliyle dışa vurulabilir.
2- Bastırma
İlk olarak Sigmund Freud tarafından orataya atılan bu mekanizma insanların çocukluk , ergenlik gibi zamanlarında daha doğrusu yaşadıkları zamanlarda bilerek ya da bilmeden bilinçaltına itilmiş duygulardır. Kimi zaman insanlar en sevdikleri anıları hatırlarken kimi zaman bazı yaşanmış olayları bastırma mekanizmaları sayesinde bilinç altına itilir. İtilen bu anılar hiç beklenmedik bir anda insanın karşısına farklı şekillerde çıkabilir. Bastırma her insanın kullandığı bir savunmadır.
3- Tepki Oluşumu
Kişinin belli başlı yasak duygu ve davranışlarını bastırmak için kullanılan bu yönteme tepki oluşumu denir. Daha kolay anlatmak gerekirse insanlar yapmak istedikleri fakat sosyal çevresi, ailesi ya da ahlaki değerler doğrultusunda yapamayacağı istekleri sanki o isteğin karşısındaymış gibi durduğu durumlara tepki oluşumu denilmektedir. Kedi ulaşamadığı ciğere kokmuş der özdeyişi tepki oluşumu için verilebilecek en iyi örnek olabilir.
4- Yüceltme
Bu olgu kişilerin bilinaltına itilmiş duyguların yarattığı gerginliği asıl amaçlarından çevirip görünüşte bambaşka olan ve en azından toplumun belli bir kesimi tarafından kabul edilir nitelikte bulunan amaçlara ve faaliyetlere yükselten bilinç üstü bir süreçtir.
5- Kaydırma
Tatmin edilmesi engellenmiş ya da tamamen imkansız hale gelen bazı duyguların başka amaca kaydırılarak o alanda tatmin arayışında olmasına kaydırma ya da yön değiştirme mekanizması olarak adlandırılır.
6- İnkâr Etme
İnsanlar benlikleri için tehlikeli olarak algılanan ve bunaltı doğurabilecek bir gerçeği yok saymak görmezden gelmek, bilmemek esasına dayanan bir mekanizmadır. Yani bireyler karşılaştıkları zor durumlar ile baş edemeyeceklerini düşünürlerse bu mekanizmaya başvururlar çünkü insanlar acı veren düşünceleri ve durumları kolay kolay görmek istemezler ve eksiklerini, hatalarını , utanç ve suçluluk duygusu doğurabilecek eski yaşanmışlıklarını bilinçaltına itmekle kalmazlar bunları hiç yaşanmamış gibi bile sayabilirler. Bu mekanizmaya en iyi örnek eşini kaybeden bir adam verilebilir. Hala eşi yaşıyormuş gibi davranan birey bu kaybı inkar eder. Psikolog Elisabeth Kübler-Rass’un 1996 yılında yazdığı On Death And Dying (Ölüm ve Ölmek Üzerine ) kitabında öleceğini bilen kişinin psikolojik olarak geçirdiği beş evre anlatmaktadır. İlk evre inkar etmedir daha sonra kızgınlık/öfke evresi gelir. Üçüncü evre pazarlıktır. Dördüncü evre depresyon beşince ve son evrede kabullenmedir.
7- Yansıtma
İnsanın kendinde olduğunu kabul etmediği duyguları başkalarına yansıtmasıdır. Suçu başkasına atmak, kötü durumdan sıyrılmaya çalışmak gibi davranışlar yansıtma mekanizmasına girer. Bu mekanizma sosyal hayatta çok sık kullanılan savunma mekanizmalarından birisidir.
8- Akla Uygunlaştırma
İnsan davranışları bir çok sebeple meydana gelmektedir. Bazı durumlarda davranışın sebebi bilinmemekle birlikte bu sebebin bireyin çevresi tarafından hoş karşılanmayacağı tahmin edilir ve onun yerine daha hoş karşılanacak sebepler bulma eğilimine akla uygunlaştırma adı verilmektedir. Bahane bulma olarakta bilinen bu mekanizma bireyin kendisini avutmasını sağlar.
9- Gerileme
Bireyin herhangi bir engelleme ve çatışma sonrası yaşadığı biyolojik ve psiko-sosyal gelişim sürecinde yer alan daha önceki döneme doğru gerilemesidir. Daha kolay anlatmak gerekirse istediği bir şey olmayınca çocukça davranış gösteren kişiler gerileme mekanizmasına başvurmaktadırlar.
10- Dönüştürme
Bu mekanizma kişinin karşılaşmış olduğu engelleme, çatışma gibi duyguların psikolojik olarak kabul edilmeyip başka rahatsızlıklara dönüşmesidir. Daha doğrusu bazı yaşanmış olaylar insanların kaldırabilecekleri ve dayanabilecekleri acılar değildir. İşte eğer bu olaylar doğrultusunda birey psikolojik olarak bu süreci atlatamazsa zamanla o acı biyolojik bir acı boyutunu almaktadır. Baş ve boyun ağrıları dönüştürme mekanizması kapsamında yaşanan ve sık görülen biyolojik ağrılardan bir kaçıdır.
11- Özdeşleşme
Bireyin yaşamış olduğu zor durum ve davranışlarda baş vurduğu savunma mekanizmalarından biride özdeşleşmedir. Bu kavram bireyin karşılaştığı durumun başka biri tarafından nasıl aşıldığına bakılarak kendine benimsediği bir olgudur. Yani birey başka birini kendine model olarak seçer ve o bu durumlar ile nasıl baş etmişse kendi de aynı yolu izlemeyi dener.
12- Hayâl Kurma ve Düşle Doyum
Kişilerin gerçek hayatta istedikleri ve olmadığı bazı istek ve düşünleri hayal kurarak tatmin etme duygusudur.
13- Yerine Koyma
Davranışların, duyguların asıl amacına ulaşması engellendiği durumda bireyin başka amaç ve nesnede duygu boşalmasının sağlanması durumudur.
14- Giderme
Bireyler yaşantılarındaki bazı engellemeler ve çatışmalardan doğan yetersizlik duygularını başka yönde aşırı gelişme ile telafi etmeye çalışmasıdır.
15- Kaçma
Bu davranış engellenme, çatışma gibi davranış yaşayan kişilerin üzüntüden dolayı hiç bir hamle yapmayıp mevcut durumu kabul etmesidir.
B- Nevrotik Davranışlar
Bu tür davranışlar daha güçlü bir savunma gerektiren çok daha önemli mekanizmalardır. Bu davranışların ortaya çıkışında ağır bir hayalkırıklığı ve üzüntü yaşamış olmasından dolayı savunma mekanizmalarını yoğun ve çok sık kullanmasının da etkisi vardır. Çok sayıda nevroz tipi vardır. Nevrozların çoğu bazı konulardaki endişeyi azaltmak konusunda etkili bir savunma aracı olmaktadır. Böylelikle normal olmasa da organizmanın geçici bir süre rahatlaması ve gerginliğin azalmasına yol açmaktadır. Kaygı Bozukluğu Hali: Kişinin kaygı halini kontrol edememesidir. Yaşanılan bu kaygı bozukluğu bunalımlara, obsesif kompülsif rahatsızlık gibi başka psikolojik rahatsızlıklara kapı aralayabilir.
Somotoform bozukluklar, Dissosiyatif bozukluklar, Duygudurum bozuklukları,
Bipolar bozukluk, Panik bozukluk, Obsesif Kompülsif bozukluk, Sosyal fobi, Özgül fobi, Ağrı bozukluğu, Travma Sonrası Stres bozukluğu, Kaygı bozukluğu da nevrotik kişilik bozukluklarına örnektir.
C- Psikozlar
Bireylerin gerçekle ilgilerinin tamamen kesildiği, davranışlarında neden-sonuç ilişkilerinin tamamen koptuğu akıl hastalıklarını ifade eden bir kavramdır. Psikozlar organik ve işlevsel olmak üzere ikiye ayrılır. Organik psikozlar hastalığın temeline fiziksel sebeplerin yattığı psikozdur işlevsel psikoz da ise temelde yatan bir sebep yoktur. Akıl hastalıkları denilince akla ilk gelen kavramda işlevsel psikoz kavramıdır.
Organik psikozlar arasında en sık gözüken genel felç, ihtiyarlık, sara hastalığı, alkolik psikozdur. İşlevsel psikozlar içinde en sık görünenler ise şizofreni, paranoya, manikdepresip ve duygusal çöküntüdür.
D- Psikosomatik Rahatsızlıklar
Organik ve biyolojik bir sebebe dayanmayan kalp rahatsızlıkları, mide ağrıları, yüksek ve düşük tansiyon, şeker hastalığı, saç ve kıl dökülmeleri, çeşitli deri hastalıkları, migren gibi rahatsızlıklardır.