Sosyal medyanın fark edemediğimiz ve kabul edemediğimiz tehlikeleri
Günümüzde internet teknolojilerinin gelişmesi teknolojinin daha ulaşılabilir ve mobilize olması insanların ekran başında geçirdiği süreyi artırmıştır. Artık internet ve interneti kullanan cihazların kullanımı temel ihtiyaç seviyesine gelmiş durumda. İnsanlar arası sosyal etkileşim internet sayesinde sanal bir düzlemde gerçekleşir durumdadır bunu da sağlayan belli başlı sosyal medya platformları mevcut. Düşünceler, olaylar, duygular ve daha birçok görüntülü, yazılı ve sesli içerik insanlar arasında bu platformlar aracılığıyla paylaşılmaktadır. Bu sosyal medya platformları yalnızlaşan insan sayısının artışı ile doğru orantılı olarak gelişmekte ve buralarda harcanan zaman artmaktadır. Şu anda en popüler sosyal medya platformlarını belirtmek gerekirse Facebook, instagram, TikTok, Twitter, Telegram ve Wechat (Daha çok Çin'de)'tir. Birçoğumuz en az birini denemiştir mutlaka 70 yaşında amcalarımızın dahi Facebook kullandığı bir dönemde hiç bu ekosisteme dahil olmamışsanız gerçekten sıradışısınızdır. İnsanlar bu durumu o kadar benimsiyorlar ki sosyal medyadan uzak kalma kararı aldığınızda bunu yadırgayacak ve saçma olduğunu düşünecek hale geldiklerine şahitlik edebilirsiniz.
Sosyal medyayı ilişkilerimizin DNA'sına bu kadar hızlı asimile etmemiz çok garip. Bir zamanlar onunla nasıl yaşayabileceğimizi sorgularken, şimdi onsuz nasıl yaşayabileceğimizi sorguluyoruz. Bir dereceye kadar, bu rahatsız edici çünkü çoğumuz hayatımızı sosyal medyada yaşamanın birçok dezavantajını biliyoruz ama yine de tüm bağımızı kesmekten çok korkuyoruz. Sosyal medyanın gerçekliğine fazla bağlandık.
Gözlemlemiş biri olarak pek çok insanın sosyal medyanın dezavantajlarına bakmak bile istemediğini çünkü onsuz yaşayamayacaklarını bildiklerini fark ettim. Ama belki de bakmak istemediğimiz tehlikelerle yüzleşmemiz gerekiyor ve bunun zamanı çoktan geldi, çünkü sürekli evrilen ve zaman yönetimimizi ve verimliliğimizi etkileyen bu platformlarda çevrimiçi deneyimimizi sağlıklı hale getirmenin tek yolu bu.
Temel başlıklar altında sosyal medyanın dezavantajlarından bahsetmeye çalıştık. Aşağıdaki yer alan başlıklar listesi, sizi sosyal medyadan uzaklaştırma girişimi değil sadece kullanırken daha dikkatli ve özenli hareket etmenize yardımcı olması düşünülen bir rehber niteliğindedir.
İşte sosyal medya ile ilgili birkaç tehlike:
1. Doğrulanma ve Kabul Görme
Her zaman başkaları tarafından kabul edilmek ve varlığımızın farkına varılmasını isteriz. Sosyal medya, bu arzuyu daha kolay ve ulaşılabilir hale getirdi beğeni ve retweet şeklinde zihnimizde alevlendirdi. Çevrimiçi olarak kendimizi doğrulama ve kabul ettirmenin arayışında olmak aslında bir tehlikedir çünkü kendimizin var olduğunu başkalarının onayına bırakarak kendi benliğimizden, gücümüzden daha fazla vazgeçmemize neden olur. Artık değerimizi daha fazla dış etmenler dijital ölçümler, göstergeler belirlemekte ve değerimizi artırmak için daha fazla sayısal değer arayışına giriyoruz. Başkalarının onayına ve kabulüne ihtiyacımız var mı gerçekten bu sorgulanmalı belki de bu sanal dünyadaki benliğimizden kendi benliğimize dönmemizin vakti gelmiştir.
2. Karşılaştırma
Başkalarının başarılarını gördüğümüzde, kaçımız onları kıskanıyoruz? Bağlanmak yerine kaçımız karşılaştırıyoruz? Doğrulama gibi, bunu her zaman akranlarımızla yaptık. Ancak sosyal medyanın imajımızı düzenleme yeteneği ile artık bunu daha da fazla yapıyoruz. Kendimizi başkalarıyla karşılaştırmayı bırakmanın ve değerimizi yargılamak için gücü kendi elimize geri vermemizin zamanı geldi.
3. Karamsarlık ve Yalnızlık
Bir kişinin sizin değil de başka bir kişinin sosyal medyadaki statüsünü beğendiği ya da bir kişinin bir anı sizinle değil de başka bir arkadaşınızla paylaştığı için içten içe gerginlik ve acı duyma durumumuz olabilir. Sizi sahte bir yalnızlık algısına ve yetersizmiş gibi hissetmeye sevk edebilir. Belki de en iyi tedavi, yalnızca acı bir kalbi besleyen platformdan geri adım atmaktır.
4. Yanlış Şeyleri Önemseme
Başkalarıyla olan ilişkilerimizde çoğu zaman gerçek, somut şeylere daha çok önem veririz söylemlerden daha çok eylemler inandırıcı gelmektedir. Şimdi gerçeğin ve kim olduğumuzun değil, sanal bir dünyada - imajımızın sosyal medyada nasıl göründüğü veya Instagram fotoğrafımızın ne kadar "beğenildiği" gibi sonrada oluşturulmuş çoğu sahte algıların umrumuzda olduğunu görüyoruz. Sanal dünyada olanlara değil, gerçek ve görünür anda olanlara öncelik verilmeli.
5. Gürültü ve Karmaşa
Daha önce, bir içeriği sindirmek için gerçekten zaman ayırırdık. Daha uzun paragrafları çevrimiçi olarak okur ve bundan çoğu zaman zevk alırdık. Ama şimdi sadece çevrimiçi bize sunulan listeleri okuyoruz. Gündemde olan bizimle ilgili veya ilgili olmayan birbiri arasında ilişkinin olmadığı anlam bütünlüğü bulunmayan yüzlerce kısa içerik bombardımanına tutuluyoruz. Örneğin Twitter'ı düşünelim, genel olarak düşünceler kelimelere aktarıldığı zaman mutlaka kısıtlanmış olmaktadır ve ayrıca bunu tekrar bir 140 karakterde sıkıştırmak daha da daralmaya eksikler oluşmasına sebep olmaktadır. Bu eksik düşüncelerin bilgilerin yüzlercesine her gün farklı bir gündem oluştuğu için maruz kalıyoruz sanatla ilgili bir eleştiri tweeti okurken hemen altında doğal afetle ilgili tartışma çıkaracak bir gönderi hemen altında yeni bir teknolojik gelişmeye dair kısa bir haber derken uzayıp gitmekte. Belki de bir gün sonrasında aklımızda kalmayacak küçük bilgi kırıntılarının zihnimizi ve zamanımızı işgal etmesine izin vererek uzun süreçte hem hafızamıza hem de gerçek bilginin değerine zarar veriyoruz. Ne yazık ki sosyal medyanın her şeyi paylaşmasıyla ve kendi kişisel gündemimiz içerisine bunları sokmaya çalışmasıyla gerçek bilgiye ulaşılması ve zamanın doğru yönetilmesi giderek zorlaşıyor.
6. Pratik Dostluklar
Bugün ilişkilerimizle ilgili çok fazla riskimiz yok. Artık birisini telefonla aramak bile zor geliyor çünkü bu kendimizden bir şeyler vermeyi içeriyor. Telefonla veya yüz yüze iletişim zahmetli ve daha riskli olabiliyor ve risk almak yerine, onun dünyası hakkında bilgi edinmek için birinin profiline bakmak daha kolayımıza gelmektedir. Ne yazık ki, uzun süreli bir ilişkinin en iyi temeli risk almaya istekli olunduğunda, gerçekten emek verildiğinde bu bir ilişkiyi uygun, kolay ve sürdürülebilir hale getirir.
7. Zaman Kaybetmek
Zaman değerlidir, bu da dikkatimizi geri dönüşü olmayan insanlarla, etkileşimlerle ve reklamlarla boşa harcamamamız gerektiği anlamına gelir. Sosyal medya bizi bu tür şeylerle zaman kaybetmeye zorluyor. Değerli zamanımızı dünyaya ve bize daha fazla değer katan bir şeye yatırmak daha iyidir.
8. İzolasyon
Sosyal medyada dünya içinde bir dünyadayız. Kendimizi etkileşime kapatmak kolaydır çünkü çevrimiçi etkileşimimizin yeterli olduğuna inanıyoruz. İnsanları bütün gün görmemek, aksine onları çevrimiçi görmek daha kolaydır. Hareketsizlik, sadece tek tıkla bir kişinin yaşamına dahil olma uzak mesafelere ulaşma, farklı insanları yeni gelişmeleri keşfetme gibi rahatlık sağlayan imkanların bizi bu sanal dünyaya çekmekte cezbetmekte ama zamanla gerçek dünyadan koptuğumuzun farkına varamıyor gerçek dünyadan bir tatminsizlik duymaya başlıyoruz çünkü sosyal medyada sanal dünyada kendi düzeni içerisinde her bireye kullanıcıya tanımlanmış neredeyse sınırsız bir kaynak var. Sanal dünyada yapabildiklerimizde daha az fiziksel çaba ile daha özgür ve güçlüyüz. Ama bu sahte algının kurbanı olduğumuzda hayatımızı buna göre yaşar hale geliyor, zamanımızı buna göre yönetiyor hale geliyoruz. Gerçek hayatımızı bile sosyal medya dünyası için araç ve kaynak olarak kullanır hale geliyor ve bu sanal izolasyondan çıkamayacak hale geliyoruz.
Kendinizi bu tecrit etme eğiliminden uzaklaştırmamız gerekir. Sosyal medyanın bizi dünyadan uzaklaştırmasına değil, daha da ileriye götürmesine izin vermeliyiz.
Sosyal medyada kalmak, ayrılmak kadar tehlikelidir. Bunun anlamı, seçim yapmakta özgürüz. İstediğimiz sorunları seçmekte özgürüz. Çevrimiçi deneyimimizi nasıl geliştirmek istediğimize karar verebiliriz. Seçim senin.