Evliya Çelebi, 17. yüzyılda, Osmanlı topraklarını 40 yıldan uzun süren gezmiş ve gördüklerini Seyahatnâme adlı eserinde toplamış, dünyaca ünlü gezginlerden biridir. Evliya Çelebi seyahatleri sırasında Tokat ve çevresine de uğramış ve gördüklerini Seyahatname adlı eserinde okuyucusuna aktarmıştır. Evliya Çelebi, Seyahatnamesi adlı eserinde 17. yüzyılda Tokat ve çevresine dair gördüklerini okuyucusuna şöyle aktarıyor;

Evvelâ bu hoş-havalı şehrin dört tarafında olan bahçeleri, bostanları ve gülistan bağları içinde akan suları var ki her bir tatlı sulu ırmağın kıyısında direkli İrem Bağları gibi Rıdvan Cenneti bahçelerinde bülbüllerin figanları ve hoş sesli ötüşleri insanın ruhuna safa verir. Bütün meyveleri öyle ter ü taze ve suludur ki diğer beldelere türlü türlü meyvelerinden hediye götürürler. Henüz letâfeti ve tatlılığı bâki olup birkaç günde lezzeti değişmeyip yine taze ve tatlı kalır.

Ve her bağları birer çeşit köşk, havuz ve fıskiyeler ile süslenmiş ve türlü türlü ağaçlar ile bezenmiş olup bütün halkı zevk ve şevk ehli, garip insanları seven kimselerdir, kin ve hileden uzak, her şeyden temizlenmiş, derya gönüllü, cömert, yumuşak huylu ve sakin adamlardır. Herkes hakkımda iyi düşünüp genellikle bezirgân olduklarından herkes ile iyi geçinirler. Ve hayır işlemeyi ve imaret yapmayı severler. Her cami, saray ve imaretleri o kadar sağlam ve güzel yaptırırlar ki minnetsiz hanelerine ve hoş camilerine insan girse hayran olur.

Bu şehrin yapılarında olan güzellik ve zariflik meğer Haleb şehrinde ola. Üstad mühendisler, var güçlerini harcayıp bu şehir yapılarını Amasya şehri yapılarından sanatlı olmak üzere tasarruflar, mukarnas, medine ve gilvîler etmişler ki bukalemun renkli dönen dünyada böyle işçiliği bir geçmiş mimar etmemiştir, zira bu şehir halkı gayetle varlıklı kimseler olduğundan hayrata çalışıp var güçlerini harcayarak Allah yolunda imaret ederler. O yüzden bu şehir günden güne büyük şehir olmadadır. Hatta kara ve deniz gezginleri içinde bu yeryüzü yedi iklim sayıldığında, bu Tokat şehri yedi beldedendir.

Evvelâ Mısır ve Bağdad’dan başka Şam, Haleb, Aymtab, Diyarbakır, Tire, Manisa ve İzmir’dir. Sekizinci büyük şehir bu Tokat şehridir. Allah imar etsin.

Bu şehrin zemini bir geniş bir ova ve verimli bir arazidir, asla dengi benzeri yoktur. Toprağı mamur ve her zaman halkı sevinçli, her tarafta mabedhaneleri güzel, amber kokulu pâk toprağı beğenilir, halkının ay ve yıl, gece ve gündüz nimetleri bol, her tarafta tatlı suları akar bir şenlikli şehirdir. Hâlâ Horasan Sultam Hacı Bektaş Velî duası bereketiyle bu eski şehir âlimlerin toplandığı yer, fâzılların kaynağı ve şairlerin meskenidir.

Bilginleri çoklukla felsefi ilimlerle ilgilenmezler. Ancak hadis ilmi, fıkıh ilmi ve feraiz ilmi görürler. Hepsi Numan ibn Sâbit (Hanefî) mezhebinde sâbit-kademlerdir. Tamamı pâk inançlı, mü’min, muvahhid, vera sahibi ve takva ehli kimselerdir.

Zengininin yoksulunun nimetleri gelene gidene açıktır. En aşağı derece kimseleri ve eğlenceye düşkün, hafif sayılan kimseleri bile kanaat sahibi olup yemeğini yalnız yemezlerdir, zira Allah’ın emriyle halkı “Yâ Ganî” ismine mazhar olduklarından o sıfat ile sıfatlandılar.

You May Also Like

Dellakname-i Dilkûşa (Gönüller Açan Dellaklar)

1685’de zamanın ‘‘Hamamcılar Kethüdásı’’ olan Derviş İsmail tarafından kaleme alınmıştır. Kitap’ta İstanbul’daki hamamlar minvalinde dönen olaylar ve ilişkili karakterler anlatılmaktadır.

Cennetin Rengi (Rang e Khoda) – (1999)

Majid Majidi tarafından 1999’da çekilen “Cennetin Rengi” filmi, kör bir çocuğun Tanrı, ailesi ve toplumla dair deneyimlerini gözler önüne seren bir film

Bulgaristan’da bir acayip “Gelin Pazarı” ve Kalaycılar (Kalaidzhi)

Bulgaristan’da genç ve genç kızların satış için potansiyel kocalara satıldığı bir gelin pazarı var. Burası aslında Çingene gelin pazarı olarak biliniyor. Ortodoks Hristiyan Orucunun ilk Cumartesi günü Bulgaristan’ın Stara Zagora/Eski Zağra kasabasında düzenlenir.

Xurşudbanu Natavan Kimdir?

Hurşidbanu, 1832’de Şuşa’da dünyaya geldi. Babası, Karabağ’ın sonuncu hanı Mehdikulu Handır; annesi ise Gence hanından Uğurlu Bey’in kızı Bedircihandır