Bu yazıda Anadolu’nun bazı yörelerindeki aile yaşamına ve özel alana dair gözleme dayalı bilgiler paylaşılmıştır. Anadolu’da bazı bölgelerde çekirdek aileden ziyade geniş aile yaşamı mevcuttur ve çocuk sayısı yüksektir. Tarım ve hayvancılık ön plandadır bu da nüfus artışının ve ailenin kalabalık olmasının sebeplerinden biridir. Bölge şartlarında teknolojik imkanlar kısıtlı olduğu için kas gücüne dayalı işçi ihtiyacı gerekmektedir bunun en ucuz yola aile nüfusunun doğum yoluyla artışıdır.

Kollektif çalışma ile hayatta kalmak kolay hale gelmiş olmaktadır. Ailedeki birey sayısının artışı ile fiziki mekan alanı ve eşya sayısındaki artış aynı oranda olmamaktadır genel olarak bunlarda artış olmaz. Bu da kişisel alanın daralmasını ve paylaşım gereksinimini artırır. Maddi ve teknolojik yetersizlikler ve kültürel şartlar aile içindeki her bireyin kendine ait özel bir alanının olmasını kısıtlamaktadır.

Mevcut şartlar içerisinde kendine has bir düzen oluşmuştur. Bu düzen minimum maddi ve fiziki imkandan herkesin maksimum faydayı gözetmesine dayalıdır. Kısa vadede ilgili yörede ekonomik ve kültürel ilerlemenin gerçekleşmesi mümkün olmadığı için bu düzen bölge halkınca kabullenilmiştir ve insanlar bu şartlara uyum sağlamışlardır. Zamanla ülkemizde iletişim araçlarının ve ulaşımın ucuzlaması kapitalist sermayenin insanları şehirlere çekmesi yaşam biçimlerinde değişime neden olmuştur.

Bu süreçte tarım ve hayvancılık yerine şehirlere göç ile hizmet ve sanayi sektöründe çalışan insan sayısı artmıştır. Tarımda ve hayvancılıkta da teknolojik ilerlemeler kas gücüne dayalı daha az emek harcanmasına sebep olmuştur dolayısıyla, tarım ve hayvancılık için gereken ucuz insan gücüne ihtiyaç azalmıştır. Şehirlere göç ile birlikte kadınlar  iş hayatında aktif rol almaya başlamışlardır. Bu sebeplerden ötürü doğum oranlarında düşüş olmuştur. Yaşam biçimi daha da bireyselleşmiş, aile bireylerine düşen yaşam alanı miktarı eşya miktarında artış gözlemlenmiştir. Aile içi ilişkiler ve çalışan bireylerde çalışma yaşında değişimler olmuştur.

Anadolu’da Kamusal Alan ve Mahalle Baskısı

Anadolu toplumu içerisinde bireyler arası ilişkilerden ve kamusal alandaki yazılı olmayan kurallardan ve kabullerden bahsedecek olursak; Türk toplumu son dönemlere kadar toplumsal yaşamı ön plana çıkaran bir anlayışa sahipti. Küçük sayabileceğimiz yerleşim birimlerinde insanlar birbirlerini tanımaktadırlar ve birbirleriyle sıkı ilişkilere sahiptirler. Birbirleriyle sıkı ilişki içerisinde olmalarını gerektiren birçok etken olsa da temelde ekonomik yetersizlikler ve dini etmenler temel sebeplerdir diyebiliriz.

Şehirleşmenin yüksek olmadığı ve ekonomik koşulların yeterli olmadığı bölgelerde bu hala geçerli bir durumdur. Bu bölgelerde insanlar birbirlerine ihtiyaç duymaktadırlar. İhtiyaçlarını tek başlarına karşılayamadıkları ve devlet mekanizmasının yeterli desteği sunamadığı bu küçük gruplarda imkansızlıkların üstesinden gelebilmek için kollektif bir bütünleşme hareketi görülmektedir. Bireysel olarak yeterli ekonomik ve sosyal bağımsızlığın mümkün olamayışı kişileri bulunduğu sosyal çevreye entegre olmaya itmektedir.

Bu entegrasyon ve uyum sosyal çevrenin sürdürülebilir olmasıyla mümkün olabilmektedir. Sürdürülebilirlik için de belirli kurallar ve kabullerin benimsenmesi gerekmektedir. Bu kurallar o sosyal çevrenin güçlenmesine ve toplumdaki bireylerin de bundan yararlanmasına katkı sağlamaktadır insanlar arası ilişkileri bir düzene oturtmaktadır ama bir yandan da bireysel istek, arzu ve özgürlükleri kısıtlamaktadır. Genelde bu kurallar o sosyal çevrede yetişen bireyin tüm hayatının nasıl ilerlemesi gerektiğini, kişiler arası hiyerarşiyi, iletişim şeklini, giyim kuşamı, evlenilecek kişileri ve elde edilen maddi kazancın hangi oranda bölüşülebileceğini belirlemektedir. Bireysel irade ve özgürlük ancak kişi tarafından kabul edilen bu kuralların izin verdiği kadardır.

Kabul edilen bu kurallar Türk toplumunda “mahalle baskısı” gibi isimlerle de anılmıştır. Kamusal alanda dahi farklı bireyler bu kurallara dayanarak sizin hayatınıza ve iradenize müdahale edebilmektedir, bunu sistemin devam edebilmesi için yapmaktadırlar, bunun normal ve doğru olduğunu düşünmektedirler. Bu baskı ve kurallar zamanla şehirleşmenin ve ekonomik imkanların artışı ile esnemiştir bireyselleşmenin artmasıyla da kamusal alanda bireyin özgürlüğü artmıştır.

You May Also Like

Juvenoia Nedir ?

Juvenoia, kişinin kendinden daha genç bireylerin ürettikleri ve ilgilendikleri kültürel faaliyetlerden korkma durumudur.

Risk ve Varlık

“Risk”, hedefe gidilen yolun bilinmezlik durumunun bizim için oluşturduğu tahmini bedeldir. Düşünsel varoluşun ölçülebilmesinde risk kavramının yeri nedir?

Ömür boyu istihdam sistemi / Shūshin koyō

Ömür boyu istihdam sistemi / Shūshin koyō (終身雇用), bir kişinin okul eğitimi aldıktan sonra bir kuruluşa girip çalışmaya başladığı ve emekli olana kadar çalışmaya devam edeceği ve kuruluşun uygunsuz bir nedenle işçiyi işten çıkaramayacağı bir sistemdir.