1920-30’lu yıllarda Aydın’da kadınlar çarşaf peçe örtü vs. üretirken Atatürk devriminden sonra bu işten vazgeçip hamam peştamalı üretmeye mecbur kalmış şahsiyettir. Altta hikayesi yer almaktadır.
Peştamalcı Şevki’nin mağduriyeti ve isyanı
22 Temmuz 1935 tarihinde, Türk kadını tesettürden çıkmaya henüz başlamış iken, “Dahiliye Vekâleti Emniyet İşleri Umum Müdürlüğü” (İçişleri-Emniyet), “Umumi Müfettişliklere ve Valiliklere” gizli bir Genelge gönderir.
Özetle der ki: “Son incelemelerde, peçenin ve çarşafın hemen hemen her yerde kalkmaya başladığı, Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde tamamen, kasabalarda kısmen kalktığı, kasabalardan büyük şehre gelenlerin hepsinin çarşaf ve peçeyi kaldırdıkları halde, memleketlerine döndükleri vakit âdet ve muhitin dedikodusuna kapılarak çarşaf ve peştamala bürünmekte oldukları anlaşıldı. Kötü huylu veya niyetli kadın ve erkekler yüzlerine peçe takarak maksat ve hüviyetlerini gizleyebilirler. Bunlar hakkında da polisin daima uyanık bulunması gerekir. Mesela, büyük şehirlerde vapur, tramvay, kahve ve gazino gibi yerlerde böyle peçelilerin dolaşmasının önüne geçilmelidir.”
Bu genelge üzerine polis, umumi yerlerde kadınların çarşafa, peçeyle gezmesini engellemeye kalkınca, Aydın’da şevki adında bir peştamal imalatçısı, “Ben bu işten ekmek parası kazanıyorum, çarşafı, peştamalı yasaklayamazsınız.” diyerek devlete isyan eder. Peştamalcı Şevki sağa sola dilekçeler yazar, hızını alamaz, derdini Mustafa Kemal’e kadar intikal ettirir. Atatürk’ün de konuya müdahil olduğunu gören Aydın Polis Teşkilatı paniğe kapılır. Aydın emniyet müdürlüğü, 17 ağustos 1935 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na gizli bir yazı gönderir; “22/7/935 gün ve emniyet işleri genel müdürlüğü ş.I. 6936/11795 sayılı yazıya karşılıktır. 1- tüm sosyal ve siyasal haklarını kazanmış olan Türk kadınının ulusal kıyafetini de Kemalist Devrim’in amacına göre koyması çok önemli ve gerekli olduğundan, yabancı âdetlerin ulusun başına doladığı çarşaf, peçe, üstlük ve peştamal gibi örtülerle sokağa çıkmaları şar kurulunca yasak edilmiş ve iş bu karara aykırı hareket edenlerin belediye ahkâmi cezaiye kanunu’na göre belediye sürel komisyonu tarafından cezalandırılmalarına oybirliğiyle karar verilmiş, bu karar 14/8/935 gününden itibaren yürürlüğe konulmuş ve halkımız tarafından sevinçle karşılanmış olan bu kararın tasdikli örneği ilişik olarak sunulmuştur. 2- şimdiye kadar tatbikatta hiçbir zorluk ve aksi hareket görülmemiştir. Esasen köylü kadınlar peştamal kullanmadıkları gibi, şehirli kadınlardan alınan malumata göre peştamaldan kurtulduklarına memnundurlar. Yalnız, peştamal dokumakla geçinen şevki isminde birisi peştamal kullanılmazsa işsiz kalacağından bahisle müracaat etmiş ve kendisine hamamlarda kullanılacak peştamal dokuması tavsiye edilmiştir. Bu adamın geçen defa ki harekette Reis-i Cumhur Atatürk’e müracaat ederek emir getirttiği ve bu defa da Reis-i Cumhur’a müracaat edeceği anlaşılmaktadır. İçtimai mevkii çok düşük olan bu adamın isyan teşvik eylemesi ihtimali de göz önünde tutulmaktadır. 3- mülhakatta da gereken karar verilmek üzeredir. Sonucunu ayrıca arz edeceğim. ”Aydın valiliği ve emniyeti, biraz uğraştıktan sonra Şevki’yi hamam peştamalı üretmeye ikna ederler de isyan önlenir.
Afyon Valiliği’nin İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği 18 Kasım 1935 tarihli yazısı ise şöyle;
“Afyon’da peçe ve çarşafların kaldırılması hakkında Belediyemizin verdiği kararın halkımızca iyi karşılanarak uygulamaya başlanalı bir hafta olduğu halde, şimdiye kadar peçe ve çarşaftan başka bir şey kullanmayan kadınlarımızın yüzde 90’nın medeni kıyafeti giymeye başladığı bir sırada, kötü huylu bazı kişilerin buna engel olacak şekilde ‘’Ne iyi yerli mallarımız varmış’’ ve daha çirkin şekilde tecavüzatta ve sarkıntılıklarda bulundukları duyularak polisimiz harekete geçmiş ve bu kötülüğe ön ayak olanlara çok şiddetli ihtarlarda bulunmuş ve kadınların gelip geçtiği çarşı ve caddelerde gözcülüğe başlattırılmıştı.
Dün İzmir İstasyon Caddesi’nden çocuğuyla geçen, Nurcu mahallesinden Mevlüt kızı ve İsmail karısı 20 yaşlarında Emine’ye, Afyon’un Mecidiye Mahallesinden Kırkalı oğullarından Ahmet oğlu Abdurrahman”ın söz attığı ve daha ileri giderek kolundan tutup sürüklemeye başladığı ve yetişilerek kurtarılmış olduğu ve mütecavizin tutularak Kanun’a teslim edildiğini saygılarımla sunarım”.