Bruselloz, Brusella cinsi bakterilerin neden olduğu bulaşıcı hastalıktır. Brucella, aerobik, gram negatif kokobasillerdir.
Bruselloz, zoonotik bir enfeksiyondur (hastalığın ağırlıklı olarak hayvanlarda ortaya çıktığı, ancak zaman zaman insanlara geçtiği anlamına gelir). Duyarlı hayvanlara genellikle, enfekte hayvanlarla doğrudan temas yoluyla veya enfekte hayvanların akıntıları/atıkları ile çevresel yolla bulaşır. Atık yavrular, yavru zarları ve sıvıları, yavru atmış veya doğum yapmış enfekte bir hayvanın vaginal akıntılarının hepsi son derece fazla sayıda enfeksiyöz Brucella mikroorganizmalarını barındırır. Hayvanlar bu materyalleri ve Brucella etkeni ile bulaşık su ve gıdayı tüketerek enfekte olurlar. Süt, idrar, dışkı ve eklem sıvıları da bakterilerin yayılma kaynağıdır.
Bruselloz, Akdeniz humması, Malta ateşi, Ondulan ateş, Kırım ateşi ve Bang hastalığı gibi çeşitli isimlerle de bilinir. Bruselloz, ara sıra evcil hayvanlarda (sığır, domuz, koyun ve keçi) da hastalık yapar.
- b. melitensis : keçi ve koyunda
- b. suis : domuzda
- b. canis : köpekte
- b. ovis : koyunda
- b. abortus : sığırda
patojenik etkilerini gösterebilirler ve orchitis, epididimitis, düşük, brucellosis, arthritis gibi hastalıklara sebep olabilirler. En patojenik (hastalık yaratma ihtimali olan) türler B. melitensis ve B. suis’tir.
Brusella bu bir bakteri cinsidir hastalık değildir. Brucellosis ise bu bakterinin yol açtığı hastalıklardan sadece biridir. Türkçede bu zoonoz hastalığa Bruselloz denir. Malta ateşi denmesinin sebebi ise 1887 yılında “Dr. David Bruce“, Malta adasında yaşayan hastalardan (dolayısıyla Malta ateşi adı verilen) organizmaları izole etti. Hastalığın sonradan isimlendirilmesi Doktor Bruce’un ismi referans alınarak “Brucella” (Türkçe: Brusella) olarak kabul edilmiştir.
Brucella etkenleri obligat intrasellüler mikroorganizmlardır. Vücudun savunma hücrelerinden “Makrofajlar” içerisinde yerleşirler. Fakat sahip oldukları Katalaz ve Süperoksit Dismutaz enzimleri sayesinde makrofajlar içerisinde yaşamayı sürdürürler. Vücudumuzun kendi kendine bu bakteriyi uzaklaştırması çok zordur.
Brucella cinsi bakterilerimizin habitatı canlı vücutlarıdır. Gram negatif boyanırlar aynı zamanda köster boyama yöntemi ile de boyanırlar. Morfolojileri coccoid rod denilen bir şekildedir. Kültürleri seçicidir. s-r kolonileri görülebilir. CO2 kullanırlar ve zorunlu aerobiktirler. Antijenleri hücre duvarındaki a ve m polisakkaritleridir. Katalaz oksidaz ve üreaz pozitif bakterilerdir. dayanıklılıkları ortalamadır.
Hastalık kırsal bölgelerde daha çok görülür, Türkiye’de özellikle doğu bölgelerinde hayvancılıkla çok fazla uğraşıldığı için görülme oranı yüksektir. Hayvanın vücut sıvılarından insana geçer, bu yüzden veteriner hastalığı da adlandırılmaktadır. Veterinerler enfekte olmuş hayvanlara temas ettiğinden sıkça brucella bakterisine maruz kalırlar. Hayvanlarla direkt teması olmayan bireylere ise genellikle enfekte olmuş hayvanın sütünden yapılan peynirden geçer. Özellikle taze peynirden bulaşma ihtimali yüksektir. Tüketilmeden önce peynirlerin en az 6 ay karanlık bir yerde salamurada bekletilmesi tavsiye ediliyor. Tuz oranının yüksek olması bakterilerin yaşamını zorlaştıracaktır.
Teşhis
Brucella Wright Testi, bruselloz şüphesinde ALTIN STANDART’tır. Hastalık septisemik dönemdeyken (ateşli devrede) kandan doğrudan ekim yapılarak bakterinin aranmasına gidilebilir. Bakteri ekiminden ancak 3 gün sonra mikroaerofilik ortamda üreyebilir. Ama enfeksiyon kronik hal kazandıysa, serolojik yönteme başvurulur. Bu amaçla Rose Bengal Plate Test (RBPT) ile hızlı aglütinasyon tekniği kullanılarak % 98 güvenilirlikte teşhis yapılabilir. Teşhis için kantitatif serolojik değerler istenirse,yani hasta enfeksiyonun derecesini titre düzeyinde belirlemek istenirse bunda da Serum Aglütinasyon Test’i (SAT), Komplement Fiksasyon Testi (KFT) veya Coomb’s testi kullanılabilir. En çok kullanılan SAT metodunda serum titresi 1/40 ve 1/40’tan yukarı ise enfeksiyon pozitif kabul edilir. Ancak güvenilirlik düzeyi açısından da, hızlı sonuç vermesi açısından da RBPT en iyi testtir. RBPT testi dışındaki diğer üç metot, ayrıca 18-24 saatten önce de sonuç veremez, çünkü prensip olarak yavaş aglütinasyon tekniği ile antikorları ararlar. Çok fazla kullanılmasa da ELISA (Enzymes Linked Immun Sorbent Assay) ve PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu) yine teşhis metotları arasında vardır. Bu arada Brucella bakterileri hücre içi yaşadıklarından antibiyotik tedavisinden sonraki 6-12 aylık dönemde serum titresinde düşüklük gösterebilirler. Ne zaman ki tekrar titrede artış görülür, o zaman enfeksiyonun yeniden alevlendiğinden söz edilir. Brucella bakterisinin yaşam şekli hücre içi yaşam itibarıyla bakıldığında tüberküloz bakterisiyle aynıdır.
Bruselloz’un teşhisinde günümüzde faj tiplendirme de kullanılmaktadır. Bunlar; Tibilisi Faj’ı, Berkeley Faj’ı ve Weybridge Fajı’ı olarak bilinir.
Tedavi
Çeşitli antibiyotikler tedavide kullanılır. Tetrasiklinler, kloramfenikol (bu antibiyotik olumsuz yan etkileri yüzünden bugün beşeri olarak kullanılmamaktadır), rifampin ve streptomisin Brucella bakterilerine karşı etkilidirler. Fakat, birden fazla antibiyotiğin birkaç hafta boyunca kulanılması gerekir. Zira, bakteriler kuluçka evresini hücrelerin içinde geçirir. Türkiye’de şu anda verilen antibiyotikler genellikle Tetradox ve Rifkap‘tır. Eğer hastanın akciğer, astım problemi varsa Rifkap yerine farklı antibiyotikler verilebilir. Bunlar genellikle Bactrim Forte ve Cipro dur.
Not: Sitemizde yayımlamış olduğumuz içerikler yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır; geçerliliğini zamanla yitirebilir. Söz konusu besinin faydaları, iyi geldiği hastalıklar ve kullanım önerileri hiçbir zaman doktor teşhisinin yerini tutmaz. Besinler her bünyede farklı etki yaratabileceğinden, uygulamaya geçmeden önce mutlaka bir doktora danışmanız gerekmektedir. Bu durum göz ardı edildiğinde ortaya çıkabilecek sorunlar ve yan etkilerden sitemiz sorumlu tutulamaz.