7 Mayıs itibariyle Mescid-i Aksa’daki Kıble Meclisi’ne İsrail polisleri tarafından düzenlenen saldırının görüntüleri gündeme damgasını vurdu. Bu görüntülerde İsrail polisi Mescid-i Aksa’da ibadet eden Filistinli vatandaşlara kontrolsüz şiddet uyguluyordu. Ses bombaları ve plastik mermiler kullanan İsrail polisi ile taşlar ve cam şişelerle karşılık veren halk arasında çok sayıda Filistinli yaralandı.
Özellikle İslam dünyasını ayaklandıran insanlık dışı görüntüler medyada yankı uyandırdı ve tepki topladı.
İsrail polisi neden Mescidi Aksa’yı hedef aldı? Bu yapının önemi neydi? Düzenlenen saldırının ardında hangi sebepler yatıyor? Mescid-i Aksa’nın tarihini kısaca belirtmek ve haber kaynaklarından derlediğim gelişmeler ile korkunç saldırının nedenlerinden bahsetmek istiyorum.
Mescid-i Aksa’nın Önemi Nedir?
İslam tarihinde önemli yer tutan, kutsal kabul edilen Mescid-i Aksa “ilk kıble” olarak nitelendirilir. Arapça bir kelime olan “aksa” Türkçede “uzak” kelimesi ile karşılık bulmuştur. İsrail topraklarında ,Kudüs’te, bulunan bu yapı Mekke’ye olan uzaklığı nedeniyle Mescid-i Aksa olarak anılır.
Tarih boyunca yağma ve talanlara uğrayan Mescid-i Aksa Babiller, Memlükler, Osmanlılar gibi birçok devlet tarafından koruma altına alınmıştır.
Mescid-i Aksa geçmişten beri siyasette tartışmalara yol açmış ve üç farklı dinde yer edinmiştir. Yani sadece Müslümanlar için kutsal sayılmamaktadır. Hristiyanlar ve Yahudiler için de önem arz etmektedir.
Mekke’den Medine’ye yapılan hicret sonrası 16 ay boyunca kıble olarak kabul edilmiştir. Buna ek olarak Hz Muhammed’in namaz kıldığı ve miraca yükseldiği mekan olarak tasvir edilmesi önemini artırmıştır. Mescid-i Haram (Kabe) ve Mescid-i Nebevi gibi büyük ve önemli yapılar arasında yer alır.
Kubbet’us Sahra ve Ağlama Duvarı ile kompleks bir yapı oluşturan Mescid-i Aksa, Müslümanlar ve Yahudiler arasındaki gerginliklerin çıkış noktasını oluşturmuştur.
Kudüs topraklarının Osmanlı kontrolü altına girmesiyle Ağlama Duvarı restore edilmiştir. Farklı kültür ve dinlere karşı gösterilen bu hoşgörü ortamı içinde Yahudi cemaati tarafından aynı özveri gösterilmemiştir. Ağlama Duvarı çevresindeki Müslüman evlerin yıkımı talep edilmiştir.
Tartışmaların fitilini ateşlenmesiyle Birleşmiş Milletlere’e başvurulması ve bu bölgenin Müslümanlara ait olduğu kararlaştırılması ortamı iyice kızıştırmıştır. Geçmişte başlayan çekişmeler günümüze kadar ulaşmış ve Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırılar, Filistin halkı üzerinde kurulan baskılar ve işgallerin kökeni Kudüs’ün statüsüyle doğrudan ilişkilidir.
Mescid-i Aksa’ya Saldırı
200’ü aşkın Filistinlinin yaralandığı ve BM Güvenlik Konseyi’ni acil toplantı çağrısında bulunmasına neden olduğu olayların başlangıcı Ramazan ayının ilk günlerine uzanıyor.
Buna göre Filistinlilerin oruçlarının Şam Kapısı merdivenlerinde açılmasının engellenmesi; halkın ve İsrail polisinin bu olayda birbirlerini suçlaması; Filistinlilerin Yahudilere saldırdığını gösteren görüntülerin sosyal medyada yayılması; aşırı sağcıların ayaklanma çağrısı sonucunda şiddet olaylarının artması seyrini izleyen gerginlikler Mescid-i Aksa saldırısını gündeme getirmiştir.
Yapılan saldırılar konusunda İsrail polisi Filistinlilerin ibadet sonrası başlattıkları eylemlerde düzen sağlamak üzere güç kullanıldığını iddia etmiştir.
Mescid-i Aksa’da patlak veren şiddet olayları BM Ortadoğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Vennesland, Avrupa Birliği, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından kınandı ve barış ortamının sağlanması için çağrı yapıldı.
